1 Şubat 2012 Çarşamba

Hikaye Aynı, Karakterler Farklı


Yıl 2005. 15 Mayıs... 3 gün evvel derbide ezeli rakibini 5-1 ile yenen Galatasaray, lig maçında Ali Sami Yen'de Gençlerbirliği ile karşılaşıyor. Oyuna iyi başlayan Hagi'nin takımı Cihan ile daha 4. dakikada öne geçerken, 31. dakikada Youla beraberliği getiren golü atarken, o günlerde Galatasaray'a transferi konuşulan Erkan deplasman takımını öne geçiren golü atıp, takımını soyunma odasına galip yolluyordu. İkinci devrenin başından itibaren bütün hatlarıyla önce beraberlik, sonra da galibiyet için çabalayan Galatasaray, aradığı golü bir türlü bulamazken, Hagi 72. dakikada kaptan Hakan Şükür'ü oyundan alıp, yerine PAF takımdan Cafercan'ı oyuna alıyordu. Bu değişikliğe sinirlenen kaptan Hakan, pazu bandını yere atarken, yedek kulübesine gitmiyor, yeni açık tarafındaki kale arkasında çıkış tünelinde maçı öfke içinde izliyordu. Genç oyuncunun çabaları da skoru değiştirecek golün gelmesine yetmiyor ve Galatasaray, lider Fenerbahçe'den 4 puan geriye düşüyordu.


Yıl 2012. 28 Ocak... 3 gün evvel derbide ezeli rakibini 2-2 biten maçta eleyen Barcelona, lig maçında El Madrigal'de Villareal ile karşılaşıyor. Oyuna her zamanki gibi baskılı başlayan Barcelona, rakibi üzerine etkili gidiyor ama fileleri sarsamıyordu. İç sahada oynamanın cesaretiyle Villareal de Valdes'in koruduğu kaleye geliyor, golü bulup devreye önde giriyordu ki bereket yan hakem ofsayt bayrağını kaldırıyordu. İkinci yarıya mutlak gol isteği ile başlayan Guardiola'nın takımı Diego Lopez'in kalesini ablukaya almasına rağmen aradığı golü bir türlü bulamazken, Guardiola 76. dakikada kaptan Xavi'yi oyundan alıp, yerine B takımından Tello'yu oyuna alıyordu. Bu değişikliğe tepki göstermeyen Xavi, yedek kulübesine gidip, eşofman üstünü giyip, maçı büyük heyecan içinde izliyordu. Genç oyuncunun çabaları da skoru değiştirecek golün gelmesine yetmiyor ve Barcelona, lider Real Madrid'den 7 puan geriye düşüyordu.


İki hikaye de aynı aslında ama sonuçları birbirinden tamamen farklı. Bizim memlekette genç oyuncuya şans tanıyan teknik direktörün lisansı dahi futbol bilgisi ertesi gün tartışmaya açılırken, sene sonunda kaybedilen şampiyonluk sonrası bu oyuncu değişikliği bahane gösterilerek görevine son veriliyordu. Üstelik, Hagi'nin o maçta oyuna aldığı Cafercan Aksu, aynı günlerde Türk futbolun gelecekte parlayan yıldızı olarak sunulup, takımda az forma bulduğu için memleketin ileri gelen spor yorumcuları tarafından teknik direktör Hagi acımasızca eleştiriliyordu. Cafercan, 2005 senesinde o maçta sahaya çıkana kadar 9 defa U-15, 10 kez U-16, 41 defa U-17, 4 defa U-18 ve 20 küsür de U-19 Milli takım formaları giymiş, 40tan fazla gol atmıştı.


Oysa ki, İspanya'da gerçekleşen ikinci olayda teknik direktörün genç oyuncuyu oyuna sokması tartışılmıyor, takımın aradaki puan farkını kapatıp-kapatamayacağı merak konusu oluyordu. Ve de eminim ki, sene sonu şampiyonluğun kaybedilmesi ardından da bu maç akla dahi gelmeyecektir... Üstelik, Guardiola'nın oyuna aldığı Tello, bu maçta ilk defa Barcelona forması giyiyordu... 20 yaşındaki Tello da bugüne kadar 8 defa U-19 ve U-20 milli takımları formasını giyip, sadece bir gol atabilmişti...

Bizden durum saptaması, yorumu sizin...


Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin