19 Eylül 2013 Perşembe

Galatasaray.1 Real Madrid.6

  • Bu sezon Avrupa defterini, geçen sezonun kapanış maçıyla açmak kısmet oldu. Geçen senenin 8 çeyrek finalistinden 3ünün bulunduğu grup zorluydu, ilaveten takım da ligde sallanarak gidiyordu. Ama, TEM'de son 2 sezonun en yoğun maç öncesi trafiği yaşayan taraftarın inancını bunlar sarsmışa benzemiyordu.

  • Maça başlarken dikkatimi çeken ilk konu sezon başından bu yana tribünde tutulan yabancıların, bendini aşmış su gibi birdebire sahaya yayılmış olmasıydı. Açıkçası, bizim takımda bu kadar çok siyahi oyuncunun olduğu ilk kez bu maçta dikkatimi çekti.
  • Karşılaşma, sanki geçen sezonki maçın devamıyçasına başladı. Taraftar baskıyı kurarken takım da önde oynama isteğiyle topu mümkün olduğunca ayağında tutmaya çalışıyor, rakip kale yavaştan yoklanıyordu. 
  • Bir türlü oluşturamadığımız defans bloğumuz en güvenilir oyuncusu olan Eboue'nin hala mantığını çözemediğim bir şekilde 50 metreden gelen hava topunu beline gelen bir adama kaptırması sonucunda saçma sapan bir golu kalede gördük.
  • Hava toplarında Real Madrid defansına karşı üstünlük kuran ve kritik noktalarda fauller almayı başaran Drogba'nın sakatlığı da can sıkan bir başka olay oldu. Amrabat oyuna girecekken yol üstünde onu durduran Fatih Terim'in son 4-5 dakikayı 10 kişi oynaması da sanırım ona has bir risk alma yöntemi olsa gerek. O dakikalarda yenecek bir gol sonrasında neler söyleneceğini - ki Ronaldo'nun tehlikeli bir şutu oldu - insan hayal bile etmek istemiyor.
  • Bu tür geri düşmelere alışkın olan taraftarın gönlünde 2.yarıya başlarken umutlar hala tazeydi. Lakin, Schalke maçının dejavusunu yaşarcasına içerisinde yine Melo ve Dany'i barındıran anlaşmazlık sonunda gelen bir başka saçma gol sinirlerin iyice bozulmasına neden oldu.



  • 6 gol yenirken en çok Muslera adına üzüldüm. Dağılan takımda tek başına kurtarışlar yapıyor ama dönen toplar da yine rakibe gittiği için yapacak hiçbir şeyi kalmıyordu.
  • Takım 6 gol yerken Beşiktaş'a saydırmayı düşünebilen Ultraslan'ı da ayrıca tebrik ediyorum. Zaten bir yapıldı, iki yapıldı, üçüncüde stadın geri kalanından ciddi tepki gördü.
  • Ronaldo'nun attığı 6.gol dağılmanın son perdesiydi. Taraftara da bu golu alkışlamak kaldı. 





  • Maç yolunda son 2 sezonun en yoğun trafiğini yaşarken, çıkışta çok rahat bir şekilde çıkabileceğimi hiç düşünmemiştim. Bu tür ağır yenilgilerden sonra bir patlama yakalama olasılığı yüksektir. Hazır Real Madrid mavi formasını giymişken, herkesin aklına malum 5-0'lık Chelsea mağlubiyeti mutlaka gelmiştir. Sonuçta kaybedilen, şimdilik, sadece bir tutam 3 puan.
  • Maç sonunda takımın tribüne çağrılıp desteğin devam etmesi de sanırım çoğunluğun içinde böyle bir ümidin olduğunun göstergesi olsa gerek. 
  • Maçı eşiyle birlikte izleyen Biliç'le çıkışta yolumuz kesişti. Sempatik karakteri hareketlerinden belli olan Hırvat hoca, taraftarların fotoğraf çektirme taleplerini de geri çevirmedi. 

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bu maçta yenilen 2. gol istanbulda 5-0 yenildiğimiz bir gole çok benziyordu.sanırım bülent korkmaz yapmıştı o maçtaki hatayı.ama o golde de defansın orta saha çizgisine kadar çıktığını hatırlıyorum sadece.bu maçtada benzer bir durum oluştu 2. golde.

HotSauce21 dedi ki...

Eboue ile ilgili yapılan "defans bloğumuz en güvenilir oyuncusu" tanımlamasına kesinlikle katılmıyorum. Aldığı en ufak darbeleri bile abartarak gösteren ve bu sebeple ismi çıkmasından dolayı kendisine yapılan gerçek faullere de şüpheyle yaklaşıldığı bir ortamda, son 2 sezonda yediğimiz en kritik gollerin başkahramanı olarak, olur olmaz yerlerde kendini rahatça yere bırakan Eboue olarak gözükmekte.

Adsız dedi ki...

güzel kardeşim, ultraslan'ın içindeki beşiktaş'a saydıran o küçük grubu ultraslan susturdu zaten.
evet, benim de hiç hoşuma gitmiyor ultraslan'a hakim olmuş bu kokuşmuş zihniyet..

Adsız dedi ki...

Farklı yenilmemize rağmen son yıllardaki en iyi taktiksel oyunu oynadığımızı düşünüyorum.Chealsea maçı, takım olarak amatörce oynadığımız bir maçtıama Madridi durdurmayı başardık,sadece ilk yarıda golü bulamadık.Taktiğin çok iyi oluğunu düşünmeme rağmen,dikkatini zor toplayan ve çok çabuk dikkati dağılan bir kadroyla öne çıkıp orda kalmak her zaman tehlikelidir, oyunun adı "High risk , high reward" .Tek örnek olarak, Eboue'nin 2 kişiyi çalımlamaya çalışmasını vermek yeterli olur herhalde.Bu sene gönderilmeyen yabancılar,tekrar alınan yabancılarla birleşince; devamlılığı olmayan,dikkatini sadece Ş.ligine (taksitle) veren futbolcular karması olarak devam etmeyiz inşallah. (ÖZGÜR)

Blog Widget by LinkWithin