16 Ocak 2017 Pazartesi

Atiker Konyaspor:0-1:Galatasaray


Sakat ve cezalıların bolca olduğu, harici ve dahili "Galatasaraysevmezlerin" mutlak puan kaybı beklediği Konya deplasmanından, Jan Olde Riekerink "Bey"in Galatasaray'ı "sağ açık" oynayan Sabri "Reiz"in golüyle üç puanla İstanbul'a dönüp, bizler mutlu mesut bir hafta sonu yaşarken, rakipleri bastı mı bir heyecan? ( Fenerbahçe'nin bu geceki puan kaybı tesadüfü mü?)


Alanyaspor maçında gördüğü sarı kart ile cezalı duruma düşüp, maç farklı kazanılırken, ikinci bir sarı alıp cezasını kupa maçında çekmek opsiyonunu kullanmayan Bruma ve kupa maçında "ihanet" gibi bir kırmızı kart gören Yasin'in yokluğunda oyuna Josue ve Sabri ile kanatlarda başlayan Galatasaray'da, gol umudu Eren'di ama koca bir 45 dakikada takım arkadaşları Eren'i sadece bir kez topla buluşturabildiler. Galatasaray, belki çok şut çekmedi Serkan'ın kalesine, etkili pozisyon da bulamadı rakip ceza sahası içinde ama deplasmanda nasıl oynanması gerekiyorsa, öyle bir oyun sergiledi yeşil-beyazlı ev sahibi karşısında. Oyuncularını çok koşturmak ve topu Galatasaray'a verip, kontra ile fırsat aramak dışında planı olmayan Aykut Kocaman'ın Konya'sı, Galatasaray'a transfer olduğundan beri en "rezil" topunu oynayan Carolle'un kanadından iki pozisyon buldu da, kırık parmakla kalesini koruyan Muslera korkusu, yeşil-beyazlılara istedikleri vuruşları yaptırmadı. Brett Forrest'in "Büyük Şike" kitabını okuyorum da şike kartellerinin futbolu nasıl manipule ettiğini, topçuların ve hakemlerin ne denli rahatça maç sattığına şahit oldukça, futbola bakış açım iyice değişti. Kitabın bir bölümünde yazar şöyle diyor: "Orta Amerikalı ya da Afrikalı bir oyuncu, Avrupa'da bile oynadığı herhangi bir yerde şike yapabilir" Oldukça ürkütücü bir tespit. Carolle'un adam kaçırmalarını, daha önce hiç rastlamadığım şekilde görev yerinin aksine sağ kanatta manasızca takıldığını gördükçe, sormadan edemedim:"Acaba bu çocuğun ailesi uzak bir yerlerde Galatasaray'ın mağlubiyetine bahis yapmış mıdır?"


Lionell Carolle takımı her ne kadar "mağlup etmeye gayret etse (!)" de Semih Konya'dan galip çıkmak için elinden geleni yaptı. Serdar Aziz'in sakatlığı, Chedjou'nun "ipinin çekilmesi" sonrası formayı sırtına geçiren Semih, Ahmet Çalık'ın ciddi bir bonservis ücreti karşılığında takıma katılmasıyla ilk onbirde yerinin "garanti" olmadığını görmüş olacak ki, Fatih Terim'in elinde ilk çıkış yaptığı sezona benzer bir oyun sergiledi. Sadece o değildi tabii, kendisini gösteren, Linnes de "Sabri ileride oynayacaksa, sağ bek bana emanet" dercesine yıldızları hanesine yazdırırken, hücuma çıkışları, adam eksiltmeleri ve orta yapmadan önce kafasını kaldırıp "görerek" orta yapmasıyla "hücumu de severim" mesajı verdi. Geçen hafta bir programda Mustafa Denizli, Linnes için "Ben onu transfer ederken klasik bir sağ bek değil, sağ açık da oynayabilecek bir topçu olarak almıştım" diyordu, Riekerink hoca Norveçli'yi oralarda da kullanabilir.


Belki Norveçli'yi Konya karşısında kanatta denemedi Hollandalı hoca ama futbola orta saha ve hucum oyuncusu olarak başlayıp, sonradan sağ beke devşirilen Sabri'yi sürdü Konyanın sol beki üzerine. Mücadeleci yapısı, inatla pres yapması ile Sabri görevini yerine getirdi, bir de gol atarak galibiyette pay sahibi oldu. Maçı anlatan spiker "Sabri 5 yıl sonra gol attı" derken, çok tuhaf geldi, zira bizim bildiğimiz Sabri "Reyiz" her sezon öyle böyle gol atardı, hayret. İnatçılığı dedik ya, Sabri golde ısrarcılığının ödülü aldı, ben golcüyüm diyen bir çok forvet ilk vuruşu kaleci kurtardığında "elleri başında" ahlar vahlar içinde kalırken, Sabri iyi bir refleksle dönen topu kaleciye ikinci şans vermeden filelere yolladı.


Puanlar uçtuğunda, maçlar kaybedildiğinde sahaya sürdüğü onbirler, oyuna sokmadığı topçulardan dolayı teknik direktörler eleştirilirken, yaptıkları değişikliklerle maç kazanıldığında övgü de hakları. İlk yarı sahada "yokları" oynayan Josue'nin yerine çiçeği burnunda yeni transfer Rodriguez'i sahaya süren Jan Olde Riekerink, üç puanın pay sahiplerinden olurken, yeni transferin 45 dakikalık oyunu Galatasaray taraftarına tekrardan şampiyonluk şarkıları söyletmeye yetti de arttı bile. Bruma'nın takıma dönecek olması ve Rodriguez'in bir kaç hafta sağlam "idman yemesiyle"  becerikli bir Galatasaray forveti, gol krallığında zirveyi zorlar.

Maç bitiminde Aykut Kocaman'ın eski adı Lig TV, yeni ismiyle BeinSport kanalına verdiği demeçte, hakemin kendi oyuncusunu atmasından dert yanarken, "İtiraza sarı kart mı olur?" derken, devre arasında hakemle konuşan Sneijder'a Mete Kalkavan'ın sarı kart çıkarmasına ne demeli?



Stat: Konya Büyükşehir Belediyesi
Hakemler: Mete Kalkavan, Ceyhun Sesigüzel, Esat Sancaktar
Atiker Konyaspor: Serkan Kırıntılı, Skubic, Ali Turan (Dk. 68 Hadziahmetovic), Vukovic, Mehmet Uslu (Dk. 77 Volkan Fındıklı), Jonsson, Ali Çamdalı, Ömer Ali Şahiner, Milosevic, Rangelov (Dk. 68 Fofana), Bajic
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Balta, Carole, De Jong, Selçuk İnan, Linnes, Josue (Dk. 46 Rodrigues), Sneijder (Dk. 90+3 Ahmet Çalık), Eren Derdiyok (Dk. 83 Podolski)
Gol: Dk. 51 Sabri Sarıoğlu (Galatasaray)
Kırmızı kart: Dk. 71 Ali Çamdalı (Atiker Konyaspor)
Sarı kartlar: Dk. 36 Ali Turan, Dk. 89 Fofana (Atiker Konyaspor), Sneijder (Devre arasında) (Galatasaray)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin