7 Kasım 2019 Perşembe

Real Madrid:6-0:Galatasaray


"O formayı giymek kolay mı! Galatasaray formasını giymek kolay mı! Çok zordur. Olmaz. Böyle olmaz." diye BeInSports ekranlarında maçtan sonra üzüntü ve kızgınlığını dile getiriyordu Cevad Prekazi. "Ben eski bir Galatasaray futbolcusu olarak utanıyorum bu gece. Ben Galatasaray'ın Avrupa'da böyle bir tokat yediğini hatırlamıyorum." diye de sitemini devam ettiriyordu sarı-kırmızılı forma ile Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasında yarı final oynamış efsane futbolcu... Haklıydı isyanında, duygularını dile getiriyordu televizyon başındaki milyonlarca Galatasaray sevdalısının... Armanın peşinden Santiago Bernabeu Stadyumuna "deplase olanlar" maç içinde dökmüşlerdi öfkelerini: "Sabrımız taşıyor, adam gibi oynayın..." ve "Formayı çıkarın çıplak oynayın" şeklinde uzun seneler duymadığımız "naftalinli sloganları" gün yüzüne çıkararak da sahada bunları "anlayacak!" futbolcu yoktu ne yazık ki?

Galatasaray neredeyse maçın başlama düdüğü ile kalesinde golü gördü. "Bu nasıl gol, Nagatomo neredesin?" demeye kalmadı ki, ev sahibi adına maçın yıldızı Rodrygo kafayla ikinci defa fileleri sarsıyordu. Yeni yeni Avrupa sahnesine çıkmış, Madrid deplasmanına ilk defa ayak basmış genç  Türk topçular olsa "mantıklı" gelecekti Real Madrid karşısındaki bu "felç" durumu ama Şampiyonlar Liginde, UEFA Avrupa Liginde, Dünya, Afrika ve Amerika Kupalarında finaller, yarı finaller oynamış topçuların bu duruma düşmesi "utanç vericiydi." Toparlar mı acaba diye düşünürken, Nzonzi'nin acemice bir hatasıyla kazanılan penaltıda bu defa Ramos fileleri havalandırıyordu. Kalesinde 5 dakikada 1 gol görmek ortalaması hiç Galatasaray'a yakışan bir durum değildi de, neyse dakikalar ilerledikçe durumu "az buçuk" topladı bizimkiler. Transfer edildiği günlerde G.O.R.A. filminden repliklerle "Sen Japonsun bir kere, akıllı adamsın, seni seçtim" diye eller üstünde tutulan Yuto Nagatomo "Çin malı" sol bek gibi devre biterken İspanyollara dördüncü golü armağan ediyordu.

Soyunma odasına dört farklı mağlup olarak girilmişti ama daha da fazlası olabilirdi, bazılarını Muslera çıkardı, bazı pozisyonda beyaz formalılar beceriksizdi. Ali Sami Yen'de peşi sıra oynadığı PSG ve Real Madrid maçlarında üçlü savunmayla mücadele eden ve gayet de başarılı olan Fatih Terim, Santiago Bernabeu'da tekrar iki stoper ve iki bekli sisteme dönüş yapmıştı... İlk devre kalesinde dört gol görünce, Donk'u oyuna alarak tekrar üçlü savunmaya dönüş yaptı ve Babel'i forvette tek bıraktı tecrübeli teknik adam... Lakin bu değişiklik de farkın gelmesine yeterli olmadı, Zidane'nın takımı iki gol daha atıp, kalesinde Lemina'nın kafa vuruşu olmak üzere tek pozisyon vererek farklı bir şekilde maçı kazandı...

Böyle ağır bir yenilgiden sonra, hele ki yenilen gollerden sonra reaksiyon vermeden rakibi seyredilen bir maçtan sonra oyuncuları tek tek değerlendirmek oldukça manasız olurken, göze batan isimler Muslera ve Lemina oldu. Uruguaylı kaleci altı gol yedi belki ama farkın daha da açılmasını önlerken, Lemina da orta sahada koştu, çabaladı, didindi, kısaca bu hezimeti kabul etmediğini göstermiş oldu...

Gerisi mi? Top ayaklarına geldiğinde ne yapacağını şaşıran futbolcu topluluğuydu...

6 Kasımı 7 Kasıma bağlayan gece kötü bitmişti ama yüzümüzü güldüren bir haberle de güneşi batırmıştık aslında. Abilerinin maçından önce karşı karşıya gelen iki takımın U-19 yaş takımlarından Galatasaray ev sahibini 4-2 ile mağlup etmişti. Genç aslanlar da abileri gibi daha 2. dakika yenik duruma düşmüş ama "armanın onuru" için isyan etmiş ve Süleyman Luş ile Yunus Akgün'ün penaltı golleri ile 2-1 öne geçmişlerdi. İkinci yarıda Guttierez klas bir golle beraberliği sağlasa da, geleceğin Galatasaray 10 numarası ve kaptanı Atalay Yıldırım belki de kariyerinin en anlamlı gollerinden birini atacak ve takımını öne geçirecektir. Atalay'ın golünün hemen ardından Yunus Akgün, hocasının korner talimatına uyarak Işık Kaan Arslan'a harika bir asist yapacaktı... "Biz futbolcuların geçmişine yatırım yapıyoruz, aslında geleceğine yatırım yapmamız lazım" diyen Fatih Terim'in sürekli vurguladığı Ocak ayını beklerken, bu gençlere de ara ara takımda şans vereceğine inanıyorum... Galatasaray'da kaybolmuş olan "ruh" belki de Florya'nın havası ve suyuyla büyümüş bu çocuklarla gelecektir takıma...


STAT: Santiago Bernabeu Stadyumu
HAKEMLER: Felix Zwayer, Thorsten Schiffner, Marco Achmüller, Patrick Ittrich
VAR: Sacha Stegemann, Daniel Siebert
REAL MADRID: Courtois, Carvajal, Ramos, Varane, Marcelo (Mendy 42'), Hazard (Isco 68'), Kroos, Casemiro (Modric 60'), Valcerde, Benzema Rodrygo
GALATASARAY: Muslera, Mariano, Luyindama, Marcao, Nagatomo (Adem Büyük 88'), Seri, Babel, Feghouli, N'Zonzi (Ömer Bayram 46'), Lemina, Andone (Donk 46')
SARI KARTLAR: N'Zonzi 13', Valverde 42', Babel 57',
GOLLER: Rodrygo 4', 7', 90+2; Benzema 45', 81'; Ramos 14'

1 yorum:

daikubo335 dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Blog Widget by LinkWithin