17 Ocak 2021 Pazar

Galatasaray:6-0:Gençlerbirliği


"Maçı kaybedebilirsin ama güzel futbol oynarsan itibarını asla kaybetmezsin. " der Arjantin milli takımının efsane hocalarından Cesar Luiz Menotti. Onun tersine Maradona ile 86 Dünya Kupasını kazanan Carlos Bilardo ise "Futbol kazanmak için oynanır. Şovlar tiyatro içindir" diyerek güzel oyuna karşı pragmatik bir bakış açısı geliştirir...

7 gün evvel Ali Sami Yen'de kalenin önüne otobüsü park eden ve rakibinin eksik kalmasına rağmen oyun anlayışını değiştirmeyip, 1 puana razı olan Ersun Yanal "itibarını kaybedip", 1 puan kazanmaya razı geldi de cumartesi gecesi takımı kalesinden 6 defa topu çıkarmak zorunda kalan Mehmet Kaplan "maçı kaybetti ama onurunu kaybetmedi"...

Başta teknik direktörü Fatih Terim olmak üzere cezalı ve sakat oyuncularının kadroya dönmeleri ile Galatasaray teknik heyeti "kafasındaki" on biri sahaya çıkardı, üstelik Sarrachi ve Linnes gibi değişmez oyuncularını da kulübede bırakarak. Bir kanadı Emre Taşdemir, diğer tarafı Şener savunacaktı ki, maç öncesi bir çok taraftar için bu karar sürprizdi ama her zaman belirttiğimiz bir gerçek vardı ki, futbolcularla hafta içi idman yapan, onlarla özel olarak görüşen ve form durumlarını en iyi bilen takımın teknik direktörüdür...


Özellikle Emre Taşdemir tercihi de Fatih Terim'i haklı çıkardı zira oyunun 27. saniyesinde atılan açılış golünden son gole kadar neredeyse hepsinde "icraatın içindeydi"... Oyun da Diagne'nin "şimdilik" rekor golüyle başladı, sol kanattan Emre'nin pasında harika bir plase ile ağları havalandırdı" king kong"... Nortfeld'in sakatlığı sonrası Galatasaray maçında kaleyi koruyacağını hocasından duyduktan sonra uyuyamamıştır Ubeyd Adıyaman ve onun heyecanla çıktığı ilk maçında daha ısınmadan gol yemesi anlaşılır da, siyah-kırmızılı forma ile nice maçlara çıkan Gençlerbirlikli oyuncuların "ayaklarının taş gibi ağırlaşmasına" ne demeli. Galatasaray golün de cesareti ile özellikle iki "yeni" beki Şener ve Emre ile ikinci gol ile gelirken rakip kaleye, ani bir kontra yakaladı deplasman ekibi, atılan ara pasta Soner Okan ile karşı karşıya kaldı ama onda da Marcao'nun Galatasaray savunması için ne kadar kritik olduğunu "kör göze parmak" misali gösterildi...

Emre Akbaba, Oğulcan, Arda beklerden gelen "gol ikramlarını" geri çevirdiler de Marcao'nun uzun top atarak başlattığı akında, Diagne Arda'yı gördü, onun pasında Belhanda forma numarasının hakkını vererek uzaktan sert vurdu ve farkı iki yaptı. Sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi: Ubeyd hatalı pas attı, Belhanda kaptı, üç oldu; Emre Taşdemir ortaladı, Oğulcan-Arda-Belhanda "tiki taka" ve Faslı köşeye astı:4-0...


Skor ilk devre alınmıştı, sonrası "averaj" hesapları, "istatistik" düzeltme durumlarına döndü. Galatasaray oynamak istedi, Gençlerbirliği de "oyunu çirkinleştirmeden" savunmaya çalıştı, hal böyle olunca da yine yine oynayanlara zevk, seyredenlere keyif veren bir maç ortaya çıktı. Ama Halis Özkahya bu "temiz" maçta adından söz ettirmeden yapamadı. Dakikalar 54ü göstermiş, Diagne'nin bomboş kaçırdığı pozisyonun hemen sonrasında rakip savunma arkasına atılan bir topta Oğulcan Gençlerbirlikli oyuncudan sıyrılıp Übeyd ile "kafa kafa" kalacakken hakemin düdük sesi yankılanıyordu Ali Sami Yen'de... Ofsayt desen değil, faul desen değil ama hakem oyunu durdurmuştu, oysa VAR diye bir sistem vardır, gözden kaçan pozisyonları düzeltmek için ortaya çıkmıştı da hakem düdük çaldıktan sonra VAR'ın varlığı sonlanıyordu. Taylan'a atılan tekmeler, Arda'ya atılan kafa konusuna hiç girmiyoruz da Halis Özkahya keşke Meireless'in ona tükürdüğü maçtan sonra federasyonun raporunu okuduğunda istifa edip, beden öğretmenliğine devam etseydi...

Hakem 10 dakika önce Oğulcan'ın gol sevincini engelledi ama Emre Akbaba'nın harika pasında genç topçu takımı adına beşinci golü kaydediverdi. Ve herkesin beklediği değişiklik: Kerem Aktürkoğlu oyuna girdi... Girer girmez de penaltı yaptırarak Babel'in skora katkısına bir nevi asist yapmış oldu. Hakemin penaltı noktasını işaret ettiğinde Diagne'nin topu kimseye bırakmayacağını bekledim lakin Hollandalı golü atmış, ilk tebrik Diagne'den gelmişti...


Televizyon başındaki seyirci acımasızdır, gol iştahlısıdır, rakibi düşkün yakalamış takımından avını parçalayan bir aslan gibi saldırmasını bekler de üç günde bir maç gibi yoğun bir Ocak ayı takviminde oyuncular ister istemez tempoyu düşürür, vites küçültür, "bitse de gitsek" havasına girerler, cumartesi gecesi olduğu gibi...

Maç 6-0 gibi farklı sonuçla bitti bitmesine de maçtan sonra  Fatih Terim'in transfer açıklamaları ve Taylan ile Oğulcan'ın gol sevinci skorun da önüne geçti, haftanın gündemi oldu...



Stat: Türk Telekom 

Hakemler: Halis Özkahya, Cevdet Kömürcüoğlu, İbrahim Bozbey 

Galatasaray: Okan Kocuk, Şener Özbayraklı, Donk (Dk. 82 Ozornwafor), Marcao, Emre Taşdemir, Taylan Antalyalı (Dk. 77 Luyindama), Belhanda (Dk. 65 Kerem Aktürkoğlu), Emre Akbaba, Oğulcan Çağlayan (Dk. 65 Babel), Arda Turan, Diagne (Dk. 77 Sekidika) 

Gençlerbirliği: Übeyd Adıyaman, Johansson, Arda Kızıldağ (Dk. 69 Halil İbrahim Pehlivan), Toure, Polomat, Piris Da Motta (Dk. 82 Mustafa Seyhan), Murat Yıldırım, Candeias (Dk. 69 İlker Karakaş), Soner Dikmen, Sefa Yılmaz (Dk. 69 Gökhan Altıparmak), Ayite (Dk. 77 Rahmetullah Berişbek) 

Goller: Dk. 1 Diagne, Dk. 30, 44 ve 45 2 Belhanda, Dk. 64 Oğulcan Çağlayan, Dk. 67 Babel (Penaltıdan) (Galatasaray) 

Sarı kartlar: Dk. 25 Ayite, Dk. 29 Polomat, Dk. 70 Piris Da Motta (Gençlerbirliği)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin