Tarih tekerrürden ibarettir derler...
Bir çok olay zaman dilimleri içinde tekrarlanır.
İnsanoğlu bu yaşanmışlıklardan ders alıp, geleceğini inşa eder.
En azından "medeni" devletler bunu yapar...
Galatasaray da 5 gün evvel kendi sahasında yaşadığı 3-3lük Kasımpaşa maçının bir benzerini UEFA Avrupa Liginde Rigas Skola karşısında yaşadı...
2-0 öne geçip, güle oynaya bitireceği maçı 2-2 bitirip, büyük bir kaosla döndü memlekete...
Brad Pitt ve Morgan Freeman'ın 1995 yapımı Seven filmini seyreden vardır. İnsanoğlunun 7 ölümcül günahından bahseder ve bunlardan beşincisi "kibirdir"...
Galatasaraylı topçular son iki maçtır bu ölümcül günahın cezasını çekiyor, bedelini taraftara ödetiyorlar. Nasıl ki Kasımpaşa'yı küçümsedi ve 6-7 kişilik rotasyon yaptı Okan Buruk, Galatasaraylı topçular da doğru dürüst sahası olmayan Letonya takımını "ciddiye almadı". Neredeyse Galatasaraylı herhangi bir oyuncunun aldığı maaşla koca takımı kuran Rigas Skola karşısında as kadro ile sahaya çıkıp, ilk 40 dakikada da pozisyon vermeyip, %70 topla oynayıp, Mertens ve Yunus'un attığı hem organizasyon hem son vuruş olarak şapka çıkarılacak ile golle 2-0 öne geçince, kafalara "nasılsa kazandık" düşüncesi girince, rakip 2 kere geldi, iki de gol atıverdi...
"Futbol hayata fena halde benzer" sözü yaşam sloganımdır. Nasıl ki hayatta kibirli olmayacaksınız, futbolda da kibirli olanı cezalandırırlar... Daha ligin erken haftalarında alınan bu dersler umarım sarı-kırmızılılar için faydalı olmuştur...
Seven filminde bir de "Tembellikten" bahseder... O da ölümcüldür... Geçen yıldan beri sayısız maç oynayan Galatasaraylı topçuların maçların ikinci devreleri oyundan düşmelerini "yorgunlukla" açıklamak isterim. Ama ya "kibirle birlikte tembellik varsa"... Antrenmanlarda dört dörtlük çalışma yapmıyorlarsa? Orada devreye Okan Buruk girecektir, "arkadaşlık başka, iş başka" deyip, forma adaleti sağlamalıdır, hak edene vermelidir parçalıyı önümüzdeki maçlarda...
Maçları sürekli tuttuğumuz takımın penceresinden değerlendiriyor, rakibi yok varsayıyoruz da, perşembe gecesi sahada derli toplu, sistemli ve haddini bilen bir rakip vardı. "Otobüsü çekmek" deyimini gerçekleştirircesine, 11 kişi ile savunma yaptılar, top kaptıklarında da uzun vurup ileri uç adamlarından şans beklediler, çalıştıkları da oldu, bir puanı kaptılar... Bundan sonra puan alabilirler mi, seyredeceğiz, göreceğiz...
Bitirirken, 600 bin euroya oynayan Ikounieks'i bizim Süper Lig takımları bir değerlendirsin bence, fena oyuncu değil...
Stat: Daugava
Hakemler: Filip Glova, Daniel Polacek, Peter Bednar (Slovakya)
RFS: Ondoa, Savalnieks (Dk. 46 Bolodis), Prenga, Lipuscek, Njie, Marhiev, Panic, Odisharia (Dk. 90+4 Stuglis), Ikounieks, Kouadio (Dk. 77 Osuagwu), Ndjiki (Dk. 26 Zelenkovs)
Galatasaray: Günay Güvenç, Kaan Ayhan (Dk. 64 Batshuayi), Sanchez, Abdülkerim Bardakcı (Dk. 86 Berkan Kutlu), Jakobs, Torreira (Dk. 77 Kerem Demirbay), Sara, Barış Alper Yılmaz, Mertens (Dk. 87 Yusuf Demir), Yunus Akgün, Icardi
Goller: Dk. 12 Mertens, Dk. 38 Yunus Akgün (Galatasaray), Dk. 40 Ikounieks, Dk. 55 Odisharia (RFS)
Sarı kartlar: Dk. 18 Yunus Akgün, Dk. 85 Kerem Demirbay (Galatasaray), Dk. 31 Panic, Dk. 83 Ikounieks (RFS)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder