5 Aralık 2010 Pazar

Rijkaard'dan Beklerken Mahmuti'den Geldi Devrim

İki sene önceydi, Rijkaard'ın Galatasaray'a transfer haberleriyle çalkalanıyordu etraf. Barcelona'da şampiyonluk yaşamış Hollandalı bizim takıma geliyordu, "devrim" yapacaktı, 4-3-3 oynatacaktı, total futbol ülkesi olacaktık, ve daha neler neler...
Büyük bir heyecanla başlamıştık lige, takım kazanıyor, devrim geliyor diye parlıyordu gözlerimizin içi, oysa bilmiyorduk ki Keita'nın anlık parlamasıymış, Arda'nın kaptanlık sevincinin gösterileriymiş Ali Sami Yen'de seyrettiklerimiz. Sonrası... Bildiğimiz gibi, takım takıldıkça takılıyor, düştükçe düşüyor, kızıyor, öfkeleniyorduk lakin kıvırcık saçlı hocamıza desteğimiz devam ediyordu, değil miydi "kalitesiz bir kadronun hocası", ne yapsındı ki Rijkaard hoca? "Total futbol uzmanıydı" o, etiketi sağlamdı...
Bir sene bitip, elde avuçta bir şey olmayınca, gene de destek devam ediyordu: Olsundu, geçen sene takımı tanımıştı, bu sene artık zaferlere yürüyecektik... Ama zaman çare olacağına eski karanlık günlere, daha beter geliyordu üstümüze, bütün acımasızlığı ile... İçerde dışarda, kaybediyorduk, Avrupa'yı daha eylülde terk ediyorduk... Devrim yapacaktık, oysa devrilen biz olduk... Destek sürdü, desteklemek iyidir ama hak edeni desteklemek en iyisi değil midir?

Durduk yere eski defterleri açmamı sağlayan da dünkü Galatasaray-Banvit maçı aslında. Bu sene sessiz sedasız Galatasaray Erkek Basketbol takımının başına geçen Oktay Mahmuti, öyle anlı şanlı basketçilerle değil de kıyıda köşede kalmış, ununu elemiş, eleğini sermiş topçulardan oluşturduğu kadro ile son yıllarda sarı-kırmızının potalarda seyrettiğimiz en mücadeleci oyununu oynatıyor öğrencilerine. Bazı hocalar hucumcudur, bazıları savunmacıdır, bazıları alan savunmasına takıktır, bazıları fast-break üzerine kurar hucumlarını, Oktay hoca önce "defans" diyenlerdendir ve bunu takıma da öyle yansıttı ki, "devrim" isteyenlere, "alın size devrimin, darbenin" kralı der gibiydi... Sene başından beri Gürkan blogta takımı yazıyor ve basketçilerin gelişimini hafta hafta bizlerin gözleri önüne sürerken, ben izleyebildiğim üç maçta da Galatasaray'ın savunmasına bayıldım. Kişiler değildi takımı taşıyan, sistem vardı ve makine gibi işliyordu Galatasaray parkenin üzerinde, bir gün Tutku parlıyor, ertesi maç Shumpert, bir başka zaman Rancik atıyordu en "fazla sayıyı" ama kazanan takım savunması oluyordu...
Destek dedik ya, arkasında durmak, hak edenin yanında olmak, dün hakkını yememek lazım yine Galatasaray taraftarı Abdi İpekçi'deydi "yenilmez armada"nın peşinde, diğer maçlarda olduğu gibi ama Banvit seyricisi yeri geldi sesimizi boğdu, yeri geldi ıslıkladı basketçilerimizi kendi salonumuzda. Oysa, bu takım, bu coach desteğin en büyüğünü hak etmektedir, dolu salonlarda oynayıp, taraftar desteği ile mücadelesine güç katılmasını beklemektedir.
Türk futbolunda devrim yapacak, Galatasaray'a total futbol oynatacak diyerek getirilen ve bugüne kadar hiç bir yabancı hocaya gösterilmeyen desteği gören Rijkaard, arkasında "enkaz" bırakıp giderken, "yıkıntı" halinde bir takımı alan ve oynattığı oyun ile bırakın devrimi, "darbe" yapan bir Galatasaray takımı ve onun hocası Oktay Mahmuti'ye hak ettiği desteği gösterecek miyiz?

4 yorum:

Büyük Beyaz dedi ki...

yaptığı tabii ki takdire şayan ama yıkıntı bir takım aldığı maalesef ki çok yanlış.

kutay dedi ki...

katılmadığım 1-2 nokta var...
öncelikle oktay mahmudi'nin başarısını inkar etmediğimi söylemem lazım.. ama yıkıntı haline bir takım aldığını düşünmüyorum.. basketbolda savunmanın hücumdan daha önemli bir yer tuttugunu dusunsem de gecen sene cem akdağ'ın oynattıgı basketbolun çok daha verimli oldugunu düşünüyorum..
muhakkak mahmudi ileride daha iyiye getirecektir takımı, başarı da gelecektir hocaya o konuda güven sonsuz ama bence şu anda istenilen seviyede değil.. (banvit maçını izleyemedim, genel olarak bir yorum)

saygılar..

felix mourinho dedi ki...

oktay mahmuti'yi efes'e oynatmak istediği savunma temelli oyun ve kenardaki çıldırmaları yüzünden ayrı bir severdim. kendisi euroleague tarihinde rakibine 1 çeyrekte en az sayı attırmış olan koçtur efes zamanında. yanılmıyorsam rakibini 4 sayıda tutmuştu savunma ile. savunmasını oturtması, zamanını alacaktır ama galatasaray adı altındaki takımlar içerisinde en iyisi erkek basketbol takımı, tabii oktay hocanın büyük katkıları ile.

ribaundlar konusunda sıkıntımızı çözer isek, ki bence pota altı için hem rotasyona hem de takımı biraz daha üst seviyeye çıkartmak adına 1 iyi isim daha gerekli sanki. şu saatten sonra bulunabilir mi, bilemiyorum ama olursa çok daha iyi olur galatasaray. efes karşısında 3 çeyrekte oynanan muhteşem oyun, banvit karşısında oynanan sistem hep bunun göstergesi. bu takım çok daha iyi yerlere gelir. hem taraftar desteğine hem de yönetim desteğine ihtiyacı var.

muyek dedi ki...

Rikard yikinti bir takim birakti demeden once biraz insanin eline vicdanina koymasi ve Rikardin elindeki kadrodaki futbolculara bakmasi lazim. Baris Ozbek, Mustafa Sarp, Gokhan Zan, Sabri , Ayhan gibi futboldan bir haber , enzakzede adamlarla takim kurmaya kalkti Rikard. Az insaf lutfen ?

Blog Widget by LinkWithin