8 Aralık 2019 Pazar

Trabzonspor:1-1:Galatasaray


2018-2019 Sezonu Süper Ligin 24. Haftasında Galatasaray, deplasmanda Erzurumspor ile 1-1 berabere kalmış ve ortaya konulan oyunu beğenmeyen Fatih Terim, yine de oyuncularına güvenerek maçtan sonra şöyle bir açıklama yapmıştı "8 de kapanır 18 de kapanır, yeter ki biz kazanalım..."
Erzurum'un komşu ili Trabzon'da oynanan ve 1-1 eşitlikle sonuçlanan Trabzonspor maçından sonra hoca puan durumuyla ilgili benzer bir açıklama yapmadı ama sergilenen oyunu gördükten sonra onun yerine biz seslendirelim bir çok Galatasaraylı taraftarın aklındakilerini "7 de kapanır 17 de kapanır, yeter ki bizim topçular Galatasaraylı gibi oynasınlar"...


Transferlerin son anda yetiştiği, arzulanan oyunun sergilenmediği ve hakem hatalarının Galatasaray aleyhine bolca olduğu sezonun ilk yarısının ortalarını geçmişken, Fatih Terim'in Galatasaray'ı da gün be gün beklenen formuna kavuşurken, Trabzon deplasmanından hakem Ali Palabıyık ve VAR hakemi Yaşar Kemal Uğurlu'nun herkesin tartışmadan kabul ettiği "hatalarına" rağmen 1 puanla dönmeyi başarabildi... Kaçan 2 puana mı üzülmeli, yoksa kazanılan 1 puan kar mıdır? Son yıllarda sürekli kaybedilen. hatta hiçleri oynayarak kaybedilen, Trabzon deplasmanından beraberlik mutluluk vermeli ama hakemler yüzünden kaçan iki puan insanın sinir uçlarına dokunmuyor da değil...

Maçın ilk devresi iki ekibin de tam bir satranç maçı misali birbirlerinin hatalarını kolladıkları ve savunmaya ağırlık verdikleri bir oyun şeklinde geçince, maçı seyredenler de gol ve gol pozisyonu görmeye hasret kaldılar. Ev sahibi devre biterken Nwakaeme'nin pasında Pereira'yı ceza sahasında topla buluşturdu ve onun Sorloth'a yolladığı top Muslera'da kalırken, Galatasaray Belhanda ile yüzde yüzlük bir atağı saç baş yoldurarak auta yolladı. Lemina ile başlayan atakta topla buluşan Feghouli rakip ceza sahasına girerken topu Belhanda'ya yolladı ve penaltı noktası üzerinde tekrar geri almayı beklerken, Faslı oyuncu ayak içi ile golü denedi, oysa kafası maçta olsa o topu takım arkadaşına asist olsun diye yollardı... Galatasaray ilk devre biterken sadece golü kaçırmadı, bir de Lemina'yı da kaybetmiş oldu. Sarı-kırmızılıların Ömer'le birlikte en mücadeleci oyuncularından olan Lemina sakatlanınca ikinci devre başlarken yerini Jimmy Durmaz'a bırakıyordu...


İlk 45 dakika ne kadar sıkıcı geçtiyse futbolseverler için, ikinci devre bir o kadar nefes kesiciydi. Galatasaray oyuna iyi başlar gibi oldu ama daha 5 dakika geçmeden ev sahibi Sorloth ile öne geçen golü buluverdi. Trabzonlular gole sevinir, deplasmancılar üzülürken, gözüme iki enstantane takıldı: Sorloth topun ağlara gittiğinini görüp sevinçle taraftara koşarken "acaba hakem ittiğimi gördü mü?" şeklinde hakeme bakıyor, Marcao da "bana faul yapıldı" diye hakeme koşuyordu... Ama Ali Palabıyık, tereddütsüz orta noktayı gösteriyordu... VAR'daki Yaşar Kemal Uğurlu da orta hakemi ikaz etmiyordu golle alakalı olarak... Yayıncı kuruluş da maç bitimi programda pozisyonun faul olduğunu göstereceği görüntüyü seyrettirmiyordu televizyon başındakilere... Hadi herkes Galatasaray'a karşıydı da, Marcao dışında hiç bir Galatasaraylı futbolcu da tepki vermiyordu hakeme. Oysaki rakiplerin maçlarını seyrederken, en ufak bir pozisyonda bile akbaba sürüsü gibi hakeme saldırdıklarını hatırlıyoruz...


"Tartışmalı bir golle" diye bir tabir vardır ya, "tartışmasız faul olan bir golle" Trabzonspor öne geçince, Galatasaray'ın havlu atacağını düşünenler fena halde yanıldılar zira Fatih Terim o andan itibaren beraberlik için bir basketbol coachu gibi saha kenarından takımını yönetti. Topun dışarda olduğu yahut sakatlık pozisyonlarında sürekli yanına Muslera'yı, Donk'u çağırarak oyun planını anlattı, yapılacak değişiklikleri belirtti ve top rakipteyken de savunmacılarla birlikte saha kenarında neredeyse savunma yaptı. Hocayı bu sene hiç bu kadar hırslı görmemiştik... Değişiklikler de yerindeydi, Feghouli'nin yerine giren Seri, topun Galatasaray'ın ayağında kalmasını sağlarken, top dağıtımını da iyi yaptı.  Topçular da mağlubiyeti kabul etmemişlerdi, baskı kurdular rakip kalede, geriye yasladılar Trabzonspor savunmasını ve sağlı sollu ataklarla gol aradılar durdular... Tüm hatlarıyla ileri gitmişken, savunmada açıkların verilmesi doğaldı da Marcao ve Muslera günündeydi, ikinci gol şansı vermediler bordo-mavililere...


Sosyal medyada Emre Mor ile ilgili "mantıkdışı" söylentiler dolaşıyordu bu hafta, yok Emre uğursuzmuş, yok Emre ne zaman girse Galatasaray gol yemekteymiş... Trabzon maçında Emre Mor yine sonradan girdi ve Galatasaray Nagatomo'nun attığı golle beraberliği de sağladı. Hatta Emre oyuna girer girmez çalımlara ceza sahasına girdi, Kamil Ahmet kendisini önce elle çekti indiremedi, sonra itti ve çelme taktı ama Ali Palabıyık-Yaşar Kemal Uğurlu ikilisi yine "görmedim-duymadım" havalarındaydı.  "Bu pozisyonlarda VAR'a gidilmeyecekse, VAR niye var" demekle ne kadar haklıydı Emre Mor...


Sami Yen'de oynarcasına bol pozisyonlu ve baskılı bir ikinci 45 dakikada Galatasaray sadece tek gol atabildi ama geriye düşse de skoru eşitleyebileceğini, kupa yorgunu olsa dahi her takıma karşı kafa kafaya oynayabileceğini ve Mayıs ayında yine şampiyonluk şarkıları söyleyebileceğini göstermiş oldu... Bazı maçlar kırılma maçlarıdır ya, bu maçı da bir kenara yazmakta fayda var...


STAT: Medicalpark Stadyumu
HAKEMLER: Ali Palabıyık, Serkan Olguncan, Serkan Çimen, Bahattin Şimşek
VAR HAKEMLERİ: Yaşar Kemal Uğurlu, Kerem Ersoy
TRABZONSPOR: Uğurcan, Kamil Ahmet, Hüseyin, Hosseini (Ekuban 66'), Campi, Joao Pereira, Sosa, Obi Mikel, Yusuf Sarı (Doğan Erdoğan 76'), Nwakaeme, Sörloth
GALATASARAY: Muslera, Ömer, Mariano, Marcao, Nagatomo, Belhanda (Emre Mor 80'), Donk, Feghouli (Seri 52'), N'Zonzi, Lemina (Jimmy Durmaz 46'), Adem Büyük
SARI KARTLAR: Ömer Bayram 26', Sosa 26', N'Zonzi 40', Marcao 67', Yusuf Sarı 72', Uğurcan 85', Campi 86', Joao Pereira 90'
GOL: Sörloth (50'), Nagatomo (90')

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin