"Kazanmaya alışmış kişiler olarak kaybetmenin bizi öldürmediğini keşfettik " diyor Vahşiler ve Duygusallar kitabında Real Madrid taraftarı İspanyol yazar Javier Marias.
UEFA Kupasını Kopenhag'ın Parken Stadında kazandıktan 23 yıl sonra tekrar aynı stada bir "final" maçına çıktık ve kaybettik... Ümitliydik, hevesliydik ama başaramadık, istediğimiz oyunu öyle ya da böyle oynayamadık ve büyük sükse ile başladığımız Şampiyonlar Ligi yolundan UEFA Avrupa Ligine kırdık direksiyonu...
Futbolda dün yoktur, vefa hiç yoktur, hele ki sosyal medya çağında sırtlanlar gibi bekleyen bir yığın insan olunca pek tabii ki Okan hocadan başlandı, Zaha ile devam edildi, Kerem geçildi, İcardi'ye bile "sallandı"...
10 küsür milyonu kaybetmişlermiş, Şampiyonlar Ligi için kadro kurulmuşmuş, ülke puanına fayda sağlanmamışmış ... Mış da mış...
Kaç ön eleme oynandığını, kaç euro gelir kazanıldığını, ülke puanına ne kadar fazla katkı yapıldığını, kurulan kadronun da çok para harcamadan "sıfır bonservisli" oyunculardan oluştuğunu hatırlayanlar mı? Onlar zaten maçtan sonra "Başın öne eğilmesin, aldırma cim bom aldırma, en büyük sen değil misin, aldırma cim bom aldırma" tezahüratını yapıp, önümüzdeki maçlara bakanlardı, bu yazının konusu değiller.
13 Mayıs 2001 günü Ali Sami Yen'de Okan Buruk'un 33. dakikada kırmızı kart görüp Galatasaray'ın şampiyonluğunu "verdiği" maçı yeni açıktan büyük bir üzüntü, hiddet, nefret ve öfke ile izlemiş biri olarak Okan Buruk'un geçen sene takımın başına gelmemesini isteyenlerin başındaydım lakin hoca hal ve davranışları ile Galatasaraylı olduğunu gösterirken, kazandırdığı şampiyonluk ile gönlümde kendini affettirdi. Şampiyonlar Ligi serüveni içinde Bayern Münih maçları ve Manchester United deplasmanında nasıl rüştünü ispat ettiyse, dün gece de kurguladığı oyun, yaptığı değişiklikler ile hatalı olsa da kendisine en büyük desteği vermekten gurur duyacağım...
Tabii, oyuna Mertens'le başlasaydı, Zaha'da bu kadar ısrar etmeseydi, fizikli Danimarkalılar karşısında yapılı ve süratlı Barış'ı Angelinho yerine oynatsaydı, Ziyech'i daha erken oyuna dahil etseydi gibi bir çok tavsiyede bulunulabilir ama en nihayetinde Florya'da takımla idman yapan Okan Buruk, topçuları en fazla tanıyan da o...
Kaybetmenin üzüntüsüyle herkes saldıracak yer ararken, ben bu grubu bu hale getiren üç suçluyu afişe ediyorum: Bayern Münih deplasmanındaki Portekizli hakem, Manchester ile Sami Yen'de oynadığımız maçın hakemi ve Bayern Münih teknik yönetimi. Hakemler oynadığımız maçlarda puan ve puanları Galatasaray'dan alırken, Alman takımı yönetimi grupta herkesi yenip Kopenhag maçında yedek ağırlıklı kadro ile sahaya çıkıp, Danimarkalılara puan verdi. Hal böyle olunca da Kopenhag son maça Galatasaray'ın averajla önünde girdi ve "otobüs ve tırı park etti" kale önüne. Tam tersi bir senaryoda gol atmak için açılacaklar ve kalelerinde golü göreceklerdi. 3 gün önce Danimarka Kupasında 2-0 kaybettikleri maçın rövanşında yaptıkları gibi...
Ne diyordu o meşhur sözde "İntikam soğuk yenen bir yemektir." Bir gün karşılaşacağız Almanlarla...
Polyannayı hatırlayacak olursak, Almanlar dün gece Manchester'da Kırmızı Şeytanları yenerek Galatasaray'a UEFA Avrupa yolunu açtılar. Belki 23 sene evvel olduğu gibi geriden gelip, son dakika penaltısı ile Galatasaray'ın Kopenhag'taki final yolculuğu başlamadı ama Oscar alan her filmin açılış sahnesinin de insanı oturduğu koltuğa çivilemesine gerek yok, bazen çok sade ve sıradan başlayan yapımlar da unutulmaz sonla nihayetlenebiliyorlar... Okan hoca ve talebelerinin bu sezon yapacakları gibi...
STAT: Parken
HAKEMLER: Daniele Orsato, Ciro Carbone, Alessandro Giallatini
KOPENHAG: Grabara - Ankersen, Vavro, Diks, Jelert, Lerager, Falk, Diogo Gonçalves (Dk. 67 Cornelius), Achouri (Dk. 81 Boilesen), Elyounoussi (Dk. 90+3 Oscar Höjlund), Claesson
GALATASARAY: Muslera - Boey, Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Angelino (Dk. 77 Barış Alper Yılmaz), Torreira (Dk. 77 Sergio Oliveira), Kaan Ayhan (Dk. 61 Mertens), Tete (Dk. 61 Ziyech), Kerem Aktürkoğlu, Zaha (Dk. 65 Bakambu), Icardi
GOL: Dk. 58 Lerager (Kopenhag)
KIRMIZI KART: Dk. 90 Lerager (Kopenhag)
SARI KARTLAR: Jelert (Kopenhag), Zaha (Galatasaray)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder