Transferin son saatlerinde kadroya dahil edilen Cris ve deplasmanlarda daha verimli olacağını düşündüğüm "açık alan topçusu" Amrabat takviyeli Galatasaray ilk onbiri, aslında İngiltere'deki maça da bir hazırlık gibiydi. Fatih hoca, sezona iyi başlayan Akdeniz ekibinin kendi seyircisi önünde "saldıracağını" düşünmüş kuşkusuz ki ama Mehmet Özdilek hiç oralı bile olmamış. Hatta, Zeki'ye "Sen Selçuk'u gölge gibi kontrol et, 10 kişi oynayalım fark etmez" talimatı vermiş ki, Zeki toplu topsuz Galatasaray'ın orta sahasının yanından ayrılımıyordu. Şifo'nun planı tutumuş maç kilitlenmişken, Amrabat "elle asist yaparak" Elmander'e gol attırırken, ben top toplayıcı çocuğun Galatasaraylı olup olmadığını merak etmekteydim, zira Antalya'da Galatasaray taraftarı fazla ne de olsa...
Kitlenmiş oyunda skor üstünlüğünü bulan Galatasaray rahatlarken, ev sahibinin B planını devreye sokması gerekiyordu ama "gece elektrikler gitmiş, ders çalışamamış" öğrenci gibi o dersi bilmiyordu sahadaki kırmızı-beyazlılar. Onlar ne yapacaklarını düşüne dursun, Amrabat devre biterken kendisine bu kadar para dökülüp transfer edilme gerekçesini gösterir bir golle takımı iki farklı öne geçiriyordu. Galatasaray takımında Amrabat varsa, defansı boşaltıp bastırmayacaksın, yoksa cezasını fena keser Faslı oyuncu. Çarşamba günkü maç öncesi Alex Ferguson bunu sık sık hatırlatacaktır savunma oyuncularına. Galatasaray 2-0'a sevinirken, Isaac, Mehmet hocanın Zeki'ye "10 kişi oynayalım fark etmez" cümlesinin sonunu duymuş gibi, takımı hiç yoktan bir kişi eksik bırakıyordu...
Aslında maç ilk yarıda biterken, prosedür gereği oynanması gereken ikinci devrede erken bir Elmander-Burak değişikliği yapıyordu Fatih Terim. Geçen sezonun gol kralı yeni takımına geç katılma ve önceki sezonda almış olduğu cezalar vesilesiyle kenarda başlarken maçlara, kulübedeki yerini yadırgarcasına yeşil zemine ayak basar basmaz bir 10 dakika oynadı, bir direkten dönen "füze" ve jeneriklik golle maçın da fişini çekti. Daha önce blog sayfalarında belirtmiştik, Galatasaray'ın "devler ligindeki" dış saha maçlarında en büyük iki kozu Burak ve Nordin Amrabat olacaktır.
Lig TV'nin maç anlatan spikerlerinin kulak tırmalayacı istatistik bilgilerinden bıkmış, nefret eder duruma gelişmek, dün gece Burak'ın attığı gol sonrası, ilk dört hafta her maç gol atan oyuncu istatistiği diye bir şey "zırvalarken" Sasa İliç'in isminin geçmesi, dört gollü deplasman galibiyetinin üzerine pastanın çileği gibiydi. Selam çakalım eski dosta, Partizan'da başarılar dileyelim.... Ve Fatih Terim'le bitirelim yazıyı:
"Mağlup olmaktan kormayan bir Galatasaray gidecek Manchester'a"
Stat: Akdeniz Üniversitesi
Hakemler: Yunus Yıldırım, Baki Tuncay Akkın, Nihat Mızrak
Medical Park Antalyaspor: Sammy, Koray, Ziziç, Deniz Barış, Minev, Uğur İnceman, Zeki, Isaac, Tita (Dk. 66 Mehmet Eren), Aissati (Dk. 46 Ömer), Diarra (Dk. 67 Emrah)
Galatasaray: Muslera, Eboue, Semih, Cris, Hakan Balta (Dk. 73 Çağlar), Aydın (Dk. 68 Yekta), Selçuk, Melo, Amrabat, Umut, Elmander (Dk. 48 Burak Yılmaz)
Goller: Dk. 10 Elmander, Dk. 45 Amrabat, Dk. 55 Burak Yılmaz, Dk. 90 Umut (Galatasaray)
Kırmızı kart: Dk. 45+2 Isaac (Medical Park Antalyaspor)
Sarı kartlar: Dk. 41 Deniz Barış, Dk. 62 Tita, Dk. 61 Ömer (Medical Park Antalyaspor), Dk. 26 Hakan Balta, Dk. 63 Cris (Galatasaray)
2 yorum:
Hocam binlerce kişi tarafından takip edilen bir blog olarak Burağın penaltı olan ama düşmediği pozisyonun üzerine bir yazı yazmanız gerekiyor, şerefli Türk basını! bu konuyu geçiştirdi doğru dürüst bahseden bile yok, hele lig tv o pozisyonu ciddi bir pozisyon olmasına rağmen özetlere bile koyulmamış. Sizden bo olay hakkında bir yazı bekliyorum...
Yeri geldiğinde "taşı gediğine koymasını" biliriz...
Yorum Gönder