Beşiktaş:3-3:Bursaspor

"Sezonun en zevkli maçı", "Dört dörtlük gece", "İnönü'de müthiş mücadele" ve buna benzer bir çok başlık atılacaktır bu geceki heyecanlı kapışma sonrası yarınki gazetelerde. Evet, atılan 6 gol ve oyun temposunun sürekli zirvede olmasıyla son haftaların en seyredilesi maçını geride bıraktık, fakat görünen köy kılavuz istemez ya, Belluschi'nin transferi sonrası Batalla'ya uyumu ile orta sahası imrenilen Bursaspor, bu oyunu Fenerbahçe'ye karşı da oynamış, 3 puanı ahlar vahlar içinde kaçırmıştı. Keza Beşiktaş da İnönü'de oynadığı maçlarda Fernandes'in liderliğinde yarattığı "kolej takımı" havasıyla sempati toplarken, puan ve puanlar biriktirmeyi de ihmal etmiyordu. Haftanın en heyecanlı geçmesi beklenilen maçını mesai günü gecesi "taraftardan kaçırılırcasına" oynatan zihniyet, Türk futbolunun gelişmesi için görev yapıp, para kazanıyor ya bu topraklarda, ne yazsak boş...

Samimiyet demişken, Bursaspor'lu Basser'in durumundan haberdar olan var mı acaba bu satırları okuyanlardan? Oyunun 62. dakikasında birden yere yığılan oyuncu doktorların ilk müdahalesi sonrası apar topar sedye ile dışarı alınıp, tedavisinin bitmesi beklenmeden maçtan çıkarıldı. Bu esnada maç görüntüsü akarken Bursaspor doktorunun ekranın bir ucunda koşturması gözüküyordu. Böyle bir durum Galatasaray, Beşiktaş yahut Fenerbahçeli bir topçunun başına gelse karşılaşma bitene kadar spikerler en az on defa topçunun sağlık durumundan bahsedecekti ama maalesef bu memlekette herkes eşit, bazıları daha da eşit. Hal böyleyken İstanbul medyasına Bursa taraftarının "Kahpe Bizans" yakıştırması hiç de yakışıksız kalmıyor...

Sevimsiz gelen başka görüntü de Holosko ve Olcay'ın gol sonrası yaptıkları "gangnam style" dansı. Bu gösteriyi "şirin" bulanlar belki de çoğunluktadır ama bana şarkıyı çarşı, pazar, otobüs heryerde duymaktan "gına" gelince, futbol sahasında da bu Korelilerin taklitlerini görmek fena halde sinirimi bozuyor artık. Beşiktaş önümüzdeki hafta gol atacaksa yine atsın ama bu Holosko-Olcay ortaklığı ile olmasın mümkünse...

Maça Bursaspor taraftarı almıyorsun, ortam gerilsin istemiyorsun ama hakem olarak "Beşiktaş'ın çocuğu" diye nam salan Fırat Aydınus'u verip, polemiklere zemin hazırlıyor ve hakemi de ateşe atıyorsun. Cüneyt Çakır'dan daha başarılı olduğuna inandığım Fırat Aydınus'un bugün de yanında hakemlik şansı olmayınca, güller içinde diken gibi sırttı. Zaten alışkanlığıdır bizim buraların hakemlerinin yağ gibi akan maçın içinde bir şekilde sırıtmaları. Niye sürekli dünyanın tersine gideriz ki, en iyi hakem oyun içinde varlığını belli etmeyen değil midir? Nedir o penaltı Fırat hoca?

Hak olsaydı, hukuk olsaydı bu oyunda, Ferhat o son dakika pozisyonunu gole çevirirdi ama adaleti yok ki futbolun, bu yeni bir şey değil de "emek hırsızı" diye 3-5 hafta evvel rakip oyuncu Burak Yılmaz'ı suçlayanların kendi oyuncusu başka takımın emeğini çaldığında söyleyecek sözlerinin olmaması da bu futbol denen bu heyecanın cilvesi. On biri sahada, beş tanesi de kenarda ve her birinin karakteri birbirinden farklı olan ve transfer edilirken ahlaki özelliklerine "ayrıntı" olarak bakılan topçular üzerinden arma-forma-kulüp karakter analizlerine girişmek o kadar tehlikeli ki, vakit gelir, sarf ettiğimiz sözler tokat gibi yüzümüze vuruluverir.


Stat: BJK İnönü
Hakemler: Fırat Aydınus, Alpaslan Dedeş, Cemal Bingül
Beşiktaş: McGregor, Hilbert, Ersan Adem Gülüm, Sivok, Uğur Boral, Veli Kavlak (Dk. 90+1 Hasan Türk), Necip Uysal, Holosko (Dk. 89 İbrahim Toraman), Fernandes, Olcay Şahan, Almeida
Bursaspor: Carson, Basser (Dk. 62 Hakan Aslantaş), Serdar Aziz, İbrahim Öztürk, Vederson, Tuncay Şanlı (Dk. 79 Musa Çağıran), N'Diaye, Batalla, Belluschi (Dk. 84 Murat Yıldırım), Ferhat Kiraz, Sestak
Goller: Dk. 28 Sestak, Dk. 59 İbrahim Öztürk, Dk. 76 Batalla (Bursaspor), Dk. 52 Olcay Şahan, Dk. 55 Holosko, Dk. 67 Almeida (Penaltıdan) (Beşiktaş)
Sarı kartlar: Dk. 40 Fernandes, Dk. 75 Almeida ve Hilbert, Dk. 88 Sivok (Beşiktaş), Dk. 55 Carson, Dk. 60 Basser, Dk. 65 Ferhat Kiraz, Dk. 75 Hakan Aslantaş (Bursaspor)