16 Ekim 2011 Pazar

Galatasaray:2-1:Bursaspor


Bir futbol kulübünden öte, spor kulübü olan Galatasaray'ın müzesine iki kupa kazandırdığı 24 saatin son anlarında Galatasaray, uzun bir süredir mağlup edemediği Bursaspor'u yenip, sarı-kırmızıya gönül verenleri "zevkten dört köşe" yapmak arzusundaydı. Engelsiz Aslanlar, üç sene üst üste olmak üzere yine Kıtalararası şampiyonluğu kazanmış, basketbolcu kızlar Cumhurbaşkanlığı kupasında Fenerbahçe'yi mağlup etmiş, voleybolcular da Ankaragücü'nü 3-0'la geçmiş, sıra Fatih Terim'in takımına gelmişti...

Milli takımlara as kadrodan bir çok oyuncu gönderen Galatasaray teknik heyeti, liglere verilen arada "maç seyretmemiş", Florya'da rakibini iyi analiz etmiş, iç sahada yapacağı maçın taktiğini hazırlamıştı. Son haftaların formda oyuncusu Batalla'yı Pitbull Melo ile "kovalatan" Galatasaray, rakibin sağ ve sol beklerinin de ileriye çıkmasını Kazım ve Riera ile durdururken, Fatih Terim Elmander'e de Hakan Şükür'lük vazifesi vermişti. Soğuk ve yağışlı havaya aldırış etmeden, topçular da özverili bir oyun sergileyince, hocanın "evdeki hesapları, çarsıya da uyacaktı" ve Galatasaray Bursaspor'u kendi yarı sahasına hapsedecekti. İlk devre, bu baskılı oyun golü getirecek, ikinci yarı sahanın da ağırlaşması ile Galatasaray'lı oyuncularda fiziki yorgunluk gözlenip, top Bursasporlulara geçecek ve "geldi gelecek" denilen gol, "acemice" bir hata sonucu oluşan kornerden genç "kaptan" Serdar Aziz'den gelecekti Bursaspor adına...

Yukarıda anlatılanlar iki yıldır Galatasaray adına ara ara sahneye konmakta, bize pek yanabı gelmemekte ama son 10 dakikada yaşanılanlar Galatasaray'da kazanma ruhunun geri geldiğinin bir ispatı olarak ele alınmalıdır. İyi oynadığı, önde götürdüğü bir maçta yediği golle "demoralize" olan Galatasaray'lı topçular, bundan önceki senelerde kolayca pes edip, "havluyu atarken," bu gece son 10 dakikada kalesinde gördüğü golü çıkarmak adına Bursasporun üzerine gidip, galibiyet golünü aradılar ve arzu ve çabalarının karşılığını da 88de atılan golle aldılar. Gol, Galatasaray'a galibiyeti getirirken, yeni imajıyla "yepyeni" bir başlangıç yapmaya karar veren Baros'a da büyük bir moral olmuş oldu.

Fatih Hoca geri döndüğünde, kendisinden beklentimiz Rijkaard ile kaybolan "kazanma hırsının", geri getirilmesiydi. Bu gece defanstan çıkartılan her pozisyonda gol atmışçasına "kükreyen" Melo'yu, nefes nefese kalıp sakatlanma pahasına koşturan Engin'i gördükçe geleceğe yönelik içimizde olumlu ümitlerin yeşerdiğini söylemek lazım. Takım maç kazanır, maç da kaybeder ama taraftarın istediği mücadeledir, formanın hakkını vermektir, Fatih Terim'in bu takımı da bize özlediklerimizi geri getirecektir. Bu gece bunun sinyallerini çok fazlasıyla aldık bile...

Blogta hakemlerden oldukça nadiren söz etmekteyim, maç bitmiştir, hakem çalmıştır düdüğünü, ne konuşsak boştur düşüncesindeyim ama bu gece hakemin iki takım adına da birer penaltısını göz göre göre "es geçmesi" ayıptır, günahtır...

Ne Yaptılar:
Muslera: Kalesine pek top gelmedi,
Sabri: Fatih hoca onu ileri uçta ve ortada oynatmayı deniyor ama Sabri'nin yeri sağ bektir. Bu gece de sağ bekte "arı gibi" çalıştı durdu, önündekilere de güven verdi.
Gökhan: Galatasaray'ın en zayıf halkası. Şimdilik Ujfalusi ile ikili yaptı Fatih Terim onu ama her an bir hata yapıp, takımı yakacak görüntüsü var. Sonra da yerini Servet'e bırakacaktır... Stoper olarak basit oynamayı kafasına iyice yazmalı...
Ujfalusi: Gökhan ne yapmıyorsa, Ujfalusi onu yapıyor, oynadıkça güven veriyor, takımdaki yerini de bulmuşa benziyor: Stoper...
Hakan Balta: Geçen senelerdeki tutukluğunu Fatih Terim'in gelişiyle atmışa benziyor. Almanya'ya attığı gol sonrası, kendine güveni daha da gelmiş, eskisi gibi cesurca gidiyor rakip kaleye, defansta da yanınadki oyunculara "eskortluk" yapmıyor artık...
Melo: Savunma yapmasın, atak yapmasın, pas atmasın fark etmez, sadece sahada bulunsun yeter! Daha ligin başlangıcı olmasına rağmen, Türkçe'yi konuşmasa da takımın ruhu oldu. Melo'daki kazanma hırsı diğer topçuları da ateşliyor.
Kazım: Hırslı ve istekli başladı ama erken sakatlandı.
Selçuk: Direksiyonun başına geçti artık. Takımı oynatıyor, yönlendiriyor, sorumluluk alıyor. Olması gereken de buydu...
Engin: Kendisini ispat etme uğraşı içinde, Fatih Terim'in aradığı futbolcu tipi. Hocadan gazı öyle bir alıyor ki, ya sahada nefessiz kalıp yığılıyor, ya da kendini sakatlıyor. İlk golde yaptığı asist öncesi adam eksilmesi, cesurca ceza sahasına girmesi, Fatih Terim'in onu alma amacıydı.
Riera: Alışma devresinde, kapasitesi var ama kendisini gösteremiyor. Zamana ihtiyacı var.
Elmander: Gol atması dışında rakip defansı yaptığı presle boğması takıma büyük fayda sağlıyor. Her an gol atma potansiyeli var...
Eboue: Sonradan girdi, "penaltı" pozisyonu dışında pek gözükmedi.
Sercan: Eski takımına karşı oynamak zordur, Sercan da heyecanlı başladı, garip bir korner yaptı, bir de gol geldi, işler tam arapsaçına dönerken Sercan adına, bereket Baros sahneye çıktı... Fatih Terim korkusu mudur nedir, Bursa'da olduğu gibi bencillik yapmıyor, sürekli pas verme derdinde, oysa golcü bazen bencil olmalıdır.
Baros: Eleştiri okları üzerine gelecekken, futbol ilahları yanındaydı, bitime 7 dakika kala girdi, galibiyet golünü getirdi. Yeni imaj yeni başlangıç olsun istedi, umarım da olur...


Stat: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
Hakemler: Hüseyin Göçek, Orkun Aktaş, Kemal Yılmaz
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Gökhan Zan, Ujfalusi, Hakan Balta, Melo, Kazım Kazım (Dk. 39 Eboue), Selçuk İnan, Engin Baytar (Dk. 67 Sercan Yıldırım), Riera (Dk. 83 Baros), Elmander
Bursaspor: Carson, Basser, Stepanov, Serdar Aziz, Gökçek Vederson, Sestak (Dk. 90+1 Ömer Erdoğan), Adem Koçak, N'Diaye (Dk. 63 Insua), Ozan İpek, Batalla (Dk. 63 Tagoe), Turgay Bahadır
Goller: Dk. 21 Elmander, Dk. 88 Baros (Galatasaray), Dk. 80 Serdar Aziz (Bursaspor)
Sarı Kartlar: Dk. 34 Elmander, Dk. 40 Ujfalusi, Dk. 79 Melo, Dk. 89 Sabri Sarıoğlu (Galatasaray), Dk. 25 Gökçek Vederson, Dk. 26 Ozan İpek, Dk. 81 Turgay Bahadır (Bursaspor)

1 yorum:

selaminko dedi ki...

Gokhan konusunda katılmıyorum. Bir anlık dalgınlık sonucu yapılan bir hata. Olabilir. Gunden gune toparlandıgını görmemek imkansız. Servet bu Gokhan'ı kesemez kesmesinde zaten. Gokhan en azından topa vurmasını beceriyor. Takımın saha ici lideri kaptanı Ujfadır. Melo gibi gorunse de Ujfadır. Gizli kaptandır. Melo icin soylenecek tek soz bildigin manyaktır. saha icinde bir manyak sarttır. candır.

Blog Widget by LinkWithin